Resim çizdi, heykel yaptı ancak kimse görmedi.150'den fazla filmde imzası var.
Kibar Feyzo gibi köşe taşı bir filmin senaryosunu kaleme aldı.
Şiirler yazdı, 'şairlere haksızlık olmasın' diye yayınlamadı. Ama bir tanesini biliyoruz.
Aristo'ya hocalık yaptığını da o şiirden öğrendik.
Ne diyordum arkadaş…
Diyordum ki ben bu zıkkımı içmek için içerim
ama içerken düşünmem neden içiyorum diye
daha sonra yaparım hayatın felsefesini
Sırayla olurum Fatih, Selim, Kanuni
bazen kadın hamamında tellak…
Bazen Christoph Colomb
Napolyon’ken düşünürüm Elbe’de geçen günleri
Timur’ken Beyazıt’ı yenişimi…
Bir kere Aristo’nun hocası olmuştum
ona verdiğim dersle gurur duymuştum
bazen Jan Dark’ı kurtarmak için çalışan bir kahraman.
Bazen odununu ateşleyen bir cellat olurum.
Eğer daha da içersem
Shakespare halt etmiş derim
karşımda
salyalı dudaklarımdan yayık sesimi dinlerim de
işte Mozart’ın aradığı melodi bu diye gülerim
enayiymiş be Platon…
bir içsin de görsün…
ne felsefesi varmış bu hayatın
anlasın geçmişi kınalı dünyanın kaç bucak olduğunu ..
Islak kaldırımlarda yürürken acırım
önde yalpa vuran sarhoşun zavallı haline
ukalalık işte derim
neme lazım senin
kendine bak; sende bir serserin bir sarhoş…
ve yavaş yavaş kaybolur acı kahkalarım
şehrin izbe sokaklarında
yavaş yavaş kaybolur benliğim…
'' Ekmek, Şarap, Sen ve Ben '' Şiirinden bir Bölüm
İhsan Yüce
Comments
Post a Comment