Skip to main content

Posts

Showing posts from January, 2022

Sosyal İletişim Bozukluğu Nedir?

 Sosyal İletişim Bozukluğu Nedir? Türümüzü, türler arası hiyerarşinin tepesine taşıyan özellikler listesinin başında etken yazışma kurma yeteneği gelir. Kendimizi anlatım etmek, gereksinimlerimizi karşılamaya yönelik fikirlerimizi paylaşır, hikayeler anlatırız. İyi bir kelime dağarcığı sahibi olmanın ve doğru cümleler kurmanın etkili iletişimin anahtarı olduğu düşünülür. Bu doğrudur da ancak sağlıklı toplumsal kontakt kurabilmek için bunlardan oldukça daha derin kabiliyetler gerekir. İletişim problemi pek oldukca sebeple ortaya çıkabilir ancak bunlardan biri yakın bir zamanda tıbbi olarak tanımlanmış olan toplumsal kontakt bozukluğudur. Sosyal İletişim Bozukluğu Nedir? Sosyal kontakt bozukluğu, ferdin sosyal durumlarda, sözlü ve sözsüz yazışma kurma ve sosyal iletişimi doğru bir biçimde anlama yetersizliğidir. Genellikle çocuklarda ve ergenlerde görülen bu sıkıntı, düşüncelerin ve cümlelerin teknik inşasına ya da dilin kullanımına dair bir beceriyi etkilemez. Bunun yerine toplumsal bir

Çalışırken Müzik Dinlemek Çalışma Performansını Nasıl Etkiler?

 Çalışırken Müzik Dinlemek Çalışma Performansını Nasıl Etkiler? Çalışmak için sessizliğe gereksinim duyulduğuna inanılan bir çağda büyüdüğümden mi bilmem fakat müzik dinleyerek emek harcama fikrine hiç bir vakit sıcak bakmadım. Bana bakılırsa bu iddia, zorlanmanın getirdiği sıkıntıyı hafifletme arzusundan başka bir şey değildi. Oysa kızım müzik dinleyerek ders çalıştığında, okuduklarını daha iyi anladığını hatta kontrol çözme hızının arttığını iddia ediyordu. Başlangıçta onun görüşlerine karşı çıktım fakat sonra mektebinde öğrencilerin nasıl daha iyi öğrenebildiklerini tespit eden bir test yapıldığını ve iddiasının test kararı ile de doğrulandığını söyleyince ikna olacak oldum fakat testle ilgili bir iki soru sorup, testte “çalışırken müzik dinlemeyi sever misiniz?” diye bir sual olduğunu öğrenince tahmin edeceğiniz gibi şüphelerim geri geldi. Sonunda mevzuyu araştırmaya, konu ile alakalı ilmi incelemelerin bulgularını öğrenmeye karar verdim. Öğrendiklerimi sizin için özetledim. Daha d

Kuru Buz Nedir? Evde Yapılabilir mi?

 Kuru Buz Nedir? Evde Yapılabilir mi? Dans pistinin zemininin ansızın bembeyaz bir buluta dönüştüğüne, esrarengiz bir sahne şovunun en heyecanlı anında ortalığı sislerin kapladığına veya şık bir davette şampanya kadehlerinin üstünden sislerin çağlayan şeklinde yükseldiğine tanık olup bunun iyi mi yapıldığını merak ettiyseniz doğru yerdesiniz. Bu efektler, kuru buz kullanılarak yapılır. Kuru buz adından da anlaşılacağı gibi gerçekten kurudur şu demek oluyor ki su içermez. Bu makalede kuru buzun ne işe yaradığını, iyi mi yapıldığını ve nerelerde kullanıldığı ile ilgili bilgiler özetlenmiştir. Kuru Buz Nedir? Kuru buz, -78,5 santigrat aşama veya daha düşük bir sıcaklıkta donmuş haldeki karbondioksittir. Maddenin üç formundan önde gelen gaz hali, öteki formlara bakılırsa moleküller arasındaki boşluğun en çok olduğu; bundan dolayı en çok serbest kinetik enerjiye haiz olan haldir. Bunun kararı olarak karbondioksit gibi gazların donma ısısı çok düşüktür. Kuru buz; renksiz bir görünüme, ekşims

Neden Yaşlılar Bazı Uzak Anılarını Dün Gibi Hatırlar?

 Neden Yaşlılar Bazı Uzak Anılarını Dün Gibi Hatırlar? Büyüklerin gençlik anılarını dinlemeyenimiz ve onlarca sene önceye ilişkin anıların dün şeklinde hatırlanışına şahit olmayanımız yoktur. Üstelik bu anılar çoğu zaman “hangi şarkıda dans edilmiş olduğu” benzer biçimde pek çok ince detay içerir. Dün ne yediğini hatırlamayan bir adamın, 30 yıl önce yediği yemeği hatırlaması hatta yemeğin tadını ve kokusunu tanım edebilmesi hafıza araştırmacıları için ilginç bir çalışma alanı olmuştur. Bu fenomene; “anımsama tepesi” anlamına gelen “reminiscence bump” ismi verilmiş, tepe noktalarının çoğu zaman 10 ila 30 yaşları arasındaki döneme ait olduğu görülmüştür. Hafıza Hafıza alakalı kabul gören teorilerden biri “Bilgi İşleme” modeli ismi ile anılır. Bu kuram, belleğin basit fonksiyonlarını anlamamızda bizlere destek verir. Bu modele göre belleğimiz, üç değişik hafızaya haizdir. Duyusal hafıza Kısa süreli bellek Uzun süreli hafıza Bilgi işleme modelinin daha iyi anlaşılmasını elde eden yaygın ol

Yalan Makinesini Kandırmak Mümkün mü?

 Yalan Makinesini Kandırmak Mümkün mü? Yalan detektörü testi, teste giren kişinin yalan söyleyip söylemediğini saptamak amacıyla fiziksel tepkileri çözümleme etmek için tasarlanmıştır. Yalan detektörü testi; Amerika Ulusal Bilim Akademisi, Amerika Teknoloji Değerlendirme Meclis Dairesi ve Amerika Psikoloji Derneği gibi pek oldukça saygın kuruluş tarafından eleştirilmekle beraber günümüzde şüphelilerin sorgulanmasında ve hatta işe alım süreçlerinde kullanılmaktadır. Yalan detektörü testi, dürüst kişilerin de yalancı olarak etiketlenmesine yol açma riski taşıma ve teste giren insanların bazı soruların yanıtlarını saklama hakkını elinden alması sebebi ile eleştirilmektedir. Vizyona girmiş olduğu dönemde büyük alaka bulan Temel İçgüdü isminde filmin ünlü sorgu sahnesinde Sharon Stone, asılsız makinesini ustalıkla alt edebileceğini iddia edince bunun nasıl olası olduğunu fazlaca merak etmiş sadece o zamanlar internet olmadığından aklımıza takılan tuhaf sorulara ilmi yanıt bulma imkanından y

Kompulsif ve Patolojik Yalancılar Hakkındaki Gerçekler

 Kompulsif ve Patolojik Yalancılar Hakkındaki Gerçekler Kompulsif ve Patolojik Yalancılar Hakkındaki GerçeklerHem mecbur asılsız bununla birlikte patolojik gerçek dışı, net tanımların olmaması nedeniyle sıcak bir konudur. Bu makale, kuvvetli başvurular tarafından desteklenen tüm gerçekleri toplama girişimidir. Kompulsif Yalancı vs. Patolojik Yalancı Bu iki terim hakkında çok fazla kafa karışıklığı var gibi görünüyor ve oldukca azca sayıda web sitesi mevzuyu "açıklığa kavuşturmaya" çalıştı. Ne yazık ki, herhangi bir sağlam referanstan bahsetmiyorlar ve webin doğası gereği, her insanın herhangi bir şey ile alakalı yazabileceği, birkaç kuram gelişti:   1. Patolojik yalancılar insanları manipüle etmek ve/veya amaçlarına ulaşmak için gerçek dışı söylerken, zorlayıcı yalancılar gerçek dışı söyler, şu sebeple buna mani olamazlar. 2. Kompulsif gerçek dışı söyleme bozukluğu yoktur. Kompulsif yalan genellikle narsisizm veya bipolar bozukluk benzer biçimde başka bir psikiyatrik bozukluğ

Kurban Kompleksi Nedir?

 Kurban Kompleksi Nedir? “Kurban Kompleksi” veya “kurban zihniyeti“; klinik psikolojide aksine kanıtlar olsa da kişinin başkalarının zararı dokunan eylemlerinin kurbanı olduğuna inanmasına neden olan karakteristik özellikleri ifade eder. Genellikle yas tutma sürecinde derhal hemen herkes bu sürecin organik bir parçası olarak kendine merhamet döneminden geçer. Normal insanlarda kısa süren ve oldukça daha hafifçe olan kendine acıma durumu, kurban kompleksinden muzdarip olanlarda kalıcı ve fazlaca şiddetlidir. Kurban kompleksi ile savaşım edenler kendilerini sürekli olarak suçluluk, utanç, umutsuzluk ve çaresizlik arasında hissederler. Mağdur (Martyr) Kompleksi Nedir? Mağdur kompleksi tanısı konan kişilerin, tekrar tekrar kurban durumuna girme arzusu kurban kompleksi ile ilişkilendirilir. Bu dertten muzdarip olanların en belirgin özelliği, kendilerini kasıtlı olarak sıklıkla acı çekmeyle sonuçlanacak durumlara ve ilişkilere sokmalarıdır.  Bunlar; bir psikolojik ihtiyaçlarını karşılamak ya

Antagonist Nedir?

 Antagonist Nedir? Terim, Yunanca “hasım” ve “rakip” anlamına gelen antagonistēs kelimesinden türetilmiştir. Edebiyatta hikâyenin kahramanına karşı olan bir karakter veya bir grup karaktere antagonist denir. Bazen protagonist’in şu demek oluyor ki kahramanın savaşım etmesi ihtiyaç duyulan karşı güç, hükumet şeklinde bir kuruluş da olabilir. Türk filmlerinde, esas kıza âşık olan ve esas oğlanla esas kızın kavuşmasını engellemeye çalışan erkek oyuncu, en klişe antagonist örneklerinden biridir. Kavramın Anahtar Ögeleri Edebiyatta antagonist, çoğu zaman hikâyenin ana karakterine karşı çıkan bir karakter veya karakterlerdir. Antagonist, insan olmak zorunda değildir. Çeşitli güçler, organizasyonlar ve hatta yaratıklar da antagonist olabilir. Antagonist, çoğunlukla kahramanın özelliklerini ortaya çıkarmak için onunla benzetme edilen bir misal olarak vazife yapar. Bütün antagonistler fena değildir. Hikayedeki çatışmanın temel kaynağı ve sebebi antagonisttir. Antagonist Hikayeye Ne Katar? Hikay

Apophasis Nedir?

 Apophasis Nedir? Bir şeyden söz etme niyetinin olmadığını öne sürerek o şeyden laf etme anlamına gelen retorik terime apophasis denir. Oxford Sözlüğün’de, apophasis terimi; John Smith’in “Retoriğin Gözler Önüne Serilmiş Sırları”(The Mysterie of Rhetorique Unvail’d) isimli eserinden yapılan alıntıyla şöyle tanımlanmıştır: İnkar vesilesiyle bir şeyi gözler önüne sermeyi sağlayan ironi çeşidi!                                  Yunanca kökenli Apophasis kelimesi, sıfat olduğunda apopatik ya da apofezik şeklinde ifade edilir. Dilimizdeki pek çok tabir de söylemezden gelerek birşeyleri söyleme amacına hizmet eder. Örneğin “adı lazım değil” diye başlamış olan ve aslında ferdin ismini zikretmeden kim olduğunu belli eden cümlelerde olduğu gibi. Apophasis ile Paralepsis Arasındaki Fark Apophasis ile paralepsis birbirine çok benzer kavramlardır. Ancak arada minik bir nüans vardır. Paralepsis söz mevzusu olduğunda, altı çizilmek istenen şey dikkatsizlik ediliyormuş gibi söylemezden gelinirken, apo

Neden Bazen Sebepsiz Yere Üzgün Hissederiz?

 Neden Bazen Sebepsiz Yere Üzgün Hissederiz? Bazen sebepsiz yere kendimizi mutsuz ve incinmiş hissederiz. Bu duygu durumunun hem hiç bir nedeni yoktur hem de tonlarca nedeni vardır. Bir süre sonrasında hüzne adapte olur ve yatkınlık duymaya başlarız. Hüzün, artık kaçınılmak istenen bir şey olmaktan çıkıp istenmeyen şeylere meyletme durumunu ifade eden öteki durumlar benzer biçimde bir tür bağımlılığa varır. Bu aşamada ise bunu hakkettiğimize ve değişiklik yapma şansımız olmadığına inanmaya başlarız. Bu inançlar değiştirme çabasını ortadan kaldırıp, bizi derin bir keder durumuna götürür. Sebepsiz Hüzün Nedir? Bu durumu, hepimiz ara sıra yaşadığımız halde bunu ifade etmek için kullandığımız bir terimimiz bulunmuyor. Aslında “hipofeni” terimi, sebepsiz keder anlama gelir ancak bu terim, halk içinde zihinsel engelli insanları tanımlamada kullanıldığından başlangıçtaki ilmi anlamını çağrıştırmaz olmuştur. Bu makalede; bir ismi ve net bir öne sürülen nedeni olmayan hüzün durumunun ortaya çık

Kediden Bulaşan Bir Parazit Sıradan Bir Hayvanseveri Kedi Delisine Dönüştürebilir mi?

 Kediden Bulaşan Bir Parazit Sıradan Bir Hayvanseveri Kedi Delisine Dönüştürebilir mi? Kedileri fazlaca seven insanların, kendilerine has farklı özellikleri olduğunu ayrım ettiniz mi? Kedi sevgisiyle dolup taşan bu insanların bazıları, yaşamlarını kedi ordularını doyurmaya ve onları korumaya adıyorlar. Hasta kedileri tedavi ettiriyor, köy köy gezerek kedilere mama dağıtıyor, hatta evlerini sayısını net olarak bilmedikleri bir kedi topluluğu ile paylaşıyorlar. Peki fakat bu neden oluyor? Bu özelliklere sahip insanlar mı, kedi beslemeye meylediyorlar yoksa kedi beslemek mi onları bu hale getiriyor? Bu sual kulağınıza garip gelmiş olabilir sadece bu probleminin sorulmasının esas sebebi, kedilerden insanlara geçen bir parazitin insan davranışlarını etkilediğine dair ilmi kanıtların elde edilen olmasıdır. Kedilerle arkadaşlığımızın MÖ 1200’lü yıllarda Mısır’da başladığı tahmin edilmektedir. O zamandan beri kedilerle iç içe yaşıyoruz. Mısır’da kediler mübarek kabul edilmiş ve asiller gibi mu

“Anın Yaşanması” Neden Mümkün Değildir?

 “Anın Yaşanması” Neden Mümkün Değildir? Sıklıkla kullanılan “anı yaşamak”, “anda kalmak” benzer biçimde deyimlerin anlamı, çoğu zaman ne olmadıklarının izahıyla açıklanmaya çalışılır. Bu izaha göre; insanın geçmişte olanları düşünmesi ya da gelecek planlarına dalması, “anı yaşamayı” engeller. Bunu öne süren öğretilere bakılırsa; adamın mutlu olabilmesi için, anda kalması ve anı yaşaması şarttır. Anda kalmayı sağlayacağı iddia edilen birçok tekniği denemiş olmama rağmen anda kalmayı başaramadım. Sonra John Mayer‘in “Clarity” adlı şarkısını duydum. Bir bilişsel psikolog olmadığı biçimde Mayer, şarkısında anı yaşamı sürdürmenin katiyen olduğunu görkemli bir şekilde dile getirmişti. Şarkı, yanılanın ben olmadığıma dair içimde bir umut yeşertmiş olsa da esasen bu makaleyi yazma nedenim, aynı gerçeği bilim dünyasının da doğurlaması oldu. Anı hayata devam etmenin neden olası olmadığını merak ediyorsanız okumaya devam edin. Homo-Prospectus’un yazarı psikolog ve Martin Seligman, kitabında Homo

Yarasalar Neden Mağaralarda Yaşamayı Sever?

 Yarasalar Neden Mağaralarda Yaşamayı Sever? Korku filmlerinden aşina olduğumuz bir sahne vardır: Bir korku unsuru nedeni ile ortam gergindir ve kahraman kaygı denizinde yüzerken bir de birşey bulmak zorundadır. Gerilimin iyiden iyiye tırmandığı anda kahraman bir mağaraya girer. Mağaraya girmesiyle izleyiciyi yerinden sıçratacak bir ses, hareket ve siyah yüzlerce karartı ortaya menfaat. Mağarada yaşayan yüzlerce yarasa aynı anda havalanmıştır. Gizemli doğaları nedeniyle yarasalar, roman, film vb. Kurgusal esere sıklıkla konu olurlar. Gizemli yönlerinin başlangıcında da derin, karanlık ve nemli mağaralarda yaşamaları gelir. Hele bir de yüzlercesi aynı anda vücutlarına oranla çok büyük kanatlarınının ürpertici sesi etrafa yayılırken göğe yükselen siyah karartıların altındaysanız mutlaka iliklerinize kadar ürperirsiniz.                                     Yarasalar Neden Mağarada Yaşamı Severler? Yarasalar türlerinin bir çok gececi hayvanlardır. Yani geceleri avlanırlar. Genellikle sivris