Skip to main content

Ugolino ve oğulları...

Ugolino ve oğulları...
Dante‘nin cehenneminde karşıma çıktı. Dante’nin cehennemi dipsiz bir kuyu gibidir, dibe indikçe daralır ve iç içe dairelerden oluşur. Her dairede ayrı bir günah vardır. Dokuzuncu daire vatanlarına ihanet edenlerin kaldığı bölümdür. Ugolino ve Oğulları işte bu dairenin ve trajik bir hikayenin de kahramanlarıdır.
Jean Baptiste Carpeux’un hayat verdiği bu heykeldeki acıyı, ıstırabı ve çaresizliği hissetmek için daha derine, Ugolino’nun hikayesinin özüne inmek gerekiyor.
Ugolino della Gherardesca Pisa’lı krallık yandaşı asil bir aileden gelen bir politikacıdır. Pisa hükümetini zayıflatmakla suçlanınca hapsedilir. Serbest bırakılır. Siyasi nüfuzunu tekrar kazanmaya çalışır. Başpiskoposun yeğenini öldürmesiyle başlayan süreç Ugolino’nun ihanetle suçlanıp, zindana atılmasıyla son bulur.
Başpiskopos Ugolino’yu oğulları ve torunlarıyla bir kuleye kapatır ve anahtarlarını nehre atar. Ugolino’nun oğulları açlıktan ölür ve trajik hikaye Ugolino’nun oğullarını açlık kriziyle yemesiyle son bulur.
Daha Carpeux un heykelini bile görmeden Ugolino’nın hüzünlü hikayesi insanın suratına tokat gibi çarpar. Ölümün soğukluğunu, çaresizliğin zindan duvarlarında tınlamasını, oğulların açlıktan birer birer ölmesini Ugolino’nun seyretmesini hayal bile edemezken, Ugolino’nun oğullarını açlıktan yemek zorunda kalması hayal gücümüzü zorlar.
Bu çarpıcı hikayeyi bir de Dante’nin Cehennem’inde okumak insanın tüylerini diken diken eder. Kantonun satırları okudukça ağırlaşır, yüreğimize bir hüzün çöker ve hikaye gerçeklikle o kadar özdeşleşir ki, Ugolino sanki yanı başımızda o kelleyi ısırıyordur artık.
"Bu acılar zindanının içine biraz güneş ışığı süzülüp de,
dördünün de yüzünde kendi görüntümü görünce,
acıdan iki elimi de ısırdım;
onlar bunu açlıktan yaptığımı sandılar, hemen yerlerinden fırladılar, ‘Baba bizi yersen, acımız azalır, bu bedeni sen vermiştin bize, geri al şimdi’ dediler.
körelmişti gözlerim, her birini elledim, ölümlerinin ardından iki gün onlara seslendim. Acının yapamadığını açlık başardı sonunda.”
Bunları dedikten sonra gözlerini kaydırdı, kemik ısıran bir köpek gibi dişledi o talihsiz kelleyi ".
(Cehennem, Canto XXXIII, ln. 56-73)
Jean Baptiste Carpeux’un heykeli artık bir mermer değil adeta konuşan bir insandır.
Ugolino’nun gözlerinde acıyı, caresizliği, çözümsüzlüğü, pişmanlığı görürüz. Kendi açlığı bir yana birer birer düşen bedenler adeta ruhunu kırbaçlamaktadır. Ugolino «acıdan iki elimi de ısırdım» dediği an sanki donmuştur heykelde.
Oğulların çaresizliği yıkıcıdır. Ayaklarının dibindeki oğul belki de ölmüştür, bir diğeri baba Ugolino’dan onları kurtarmasını bekliyor gibi bakakalır. Babalarının hayatta kalabilmeleri için kendi bedenlerini Ugolino’ya sunmaları Ugolino’yu daha da delirtir.
Oğulların bedenleri zindanda birer birer ölüme teslim olur. Duvarlarda çığlıklar, çaresiz çırpınışlar yankılanır. Ölümün soğukluğu artık her yerdedir.
Acı artık Ugolino’nun tüm bedenine hakim olur, onu yer bitirir adeta. Belki de defalarca ilk ölmeyi dilemiştir. Ama kaderin daha kötü bir planı vardır. Dante’nin can verdiği satırlarda dediği gibi «acının yapamadığını açlık başarır sonunda». Ugolino bir an bedenlere bakar, ve dişlerini kelleye geçirir.
Bundan sonrasını hayal bile etmek istemeyiz. Hüzün, ızdırap, ölüm her yerdedir. Jean Baptiste Carpeux’un heykeli dilsiz bir insan misali bizi acıyla baş başa bırakır ve hayata gözlerini yumar.
Ugolino ve çocukları, Jean-Baptiste Carpaeux
Detay, Newyork Metroplotan Müzesi.

 

Comments

Popular posts from this blog

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği , ( Rusça :    Союз Советских Социалистических Республик   ( yardım · bilgi ) , Soyuz Sovetskikh Sotsialisticheskikh Respublik ,  /sɐˈjʊs sɐˈvʲeʦkʲɪx səʦɪəlʲɪˈstʲiʨɪskʲɪx rʲɪsˈpʊblʲɪk/ ; kısaca СССР, SSSR )  Sovyetler Birliği  ya da  SSCB  olarak da bilinir,  Rusya İmparatorluğu 'nın  1917 'deki Büyük  Ekim Devrimi 'yle yıkılmasından sonra aynı topraklar üzerinde kurulan ve  1991 'e değin varlığını koruyan devlet.  Avrupa 'nın doğu kesimiyle,  Asya 'nın kuzey kesimi boyunca yayılan SSCB, son yıllarında 22.403.000 km²'lik  yüzölçümüyle  dünyanın en büyük ülkesiydi.  Nüfus  bakımından da 293.047.571 ( Haziran   1991 ) kişiyle 3. sırada yer alıyordu. Aynı zamanda dünyanın başlıca siyasî ve askerî güçlerinden biri olan Sovyetler Birliği, batısında  Norveç ,  Finlandiya ,  Baltık Denizi , Polonya ,  Çekoslovakya ,  Macaristan ...

Лжедмитрий I

Лжедми́трий I , официально именовавший себя царевич (затем царь) Дмитрий Иванович [1] [2] , в сношениях с иностранными государствами — Император Димитрий ( лат.   Demetreus Imperator ) (ум.  17 мая   1606 ) —  царь   России  с  1 июня   1605  по  17 (27) мая   1606 , по устоявшемуся в историографии мнению —  самозванец , выдававший себя за чудом спасшегося младшего сына  Ивана IV Грозного  — царевича Дмитрия . Первый из трех самозванцев, именовавших себя сыном  Ивана Грозного , притязавших на российский престол (см. также  Лжедмитрий II  и  Лжедмитрий III ). Гибель царевича Дмитрия Основная статья:  Дмитрий Углицкий (царевич) Царевич Дмитрий погиб при не выясненных до настоящего времени обстоятельствах — от ножевой раны в горло. [3]   Его мать  обвинила в убийстве Дмитрия пребывавших в Угличе «людей Бориса»  Данилу Битя...

Kanije Savunması

önceki sonraki Ünlü Kanije Savunması’nın kahramanı olarak tanınan, Türk Tarihi’ne adını zekâsı  ve kahramanlıklarıyla yazdıran, kahveye olan düşkünlüğü ile ün salarak kendisine “Tiryaki” lakabıverilen Tiryaki Hasan Paşa, tam olarak bilinmese de bazı kaynaklarda Kanije Savunmasısırasında (1601) 87 yaşında olduğu  söylendiği üzere 1516 yılında doğmuştur. 2. Selimzamanında Enderun’da eğitim görmüştür. 3. Murat’ın şehzadeliği sırasında Manisa’da onunrikabdarlığı görevini yaptı. Ardından 3. Murat’la birlikte İstanbul’a gitti ve bir süre saraydakaldı.İlk olarak İzvornik sancakbeyi oldu. 1583’ de Göle, 1587’de Pojega sancakbeyioldu.1594’de Bosna beylerbeyi oldu ve  daha sonra daha sonra Budin beylerbeyi oldu. 1600-1601 yılları arasında fethedilen Kanije Kalesine  beylerbeyi olarak atanan Tiryaki Hasan Paşa bu yıllarda yaşının verdi...