Toplumların kendi geçmişlerini bilmeden, anlamadan ve özümsemeden geleceğe sağlam köprüler kurabilmesi mümkün değildir. Tarihini sahiplenmemek, unutmak, ondan gereken dersleri çıkarmamak, toplumun çöküşünü hazırlar. Resul-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz bir Hadis-i şerif’lerinde: “...Ve bu ümmetin sonunda gelenler evvel gelenleri lânetlediği zaman...” buyurmuşlardır. (Tirmizi) “Öyle bozuk bir nesil gelecek ki, o kadar asaletsiz türemeler türeyecek ki, ecdadı ile övünmeyecek de içindeki kötülüğü onlara hamledecek, bu asaletsiz ayak takımı onlara hakaret nazarı ile bakacak. Oysa geçen devirler, değil müslümanları, dünyayı hayrete düşüren en güzel hasletlere dolu idi. Onlar iman, şecaat, cesaret, adalet, fazilet sahibi idiler.” ( Ömer Öngüt , İnsan Dünya ve Ahiret, s: 168) Yaşadığımız şu an İslâm’ın ismi, Kur’an’ın resmi kalmış, mânevi değerlerden uzaklaşılmıştır. Özümüzden koptuğumuz içindir ki, her gün ayrı bir sıkıntı başgöstermekte, ayrı bir bunalım yaşanmaktadır. A...