III. Selim, (Osmanlı Türkçesi: سليم ثالث Selīm-i sālis) (d. 24 Aralık 1761 - ö. 28 Temmuz 1808), 28. Osmanlı padişahı ve 107. İslam halifesidir.
III. Selim, 24 Aralık 1761 tarihinde babası III. Mustafa'nın saltanatı döneminde dünyaya geldi. Babası 1774 yılında öldüğünde sadece 13 yaşında olduğu için amcası I. Abdülhamit tahta çıktı. I. Abdülhamit şehzade Selim'e kendisinden önceki padişahların tersine, oldukça iyi davrandı. Kafes (oda hapsi) hayatı yaşamasına rağmen Selim'in iyi bir eğitim almasına izin verdi. Şehzade Selim müzik ve şiirle ilgilendi. Fransa'nın Fransız Devrimi öncesindeki son kralı olan XVI. Louis'le mektuplaştı. Daha tahta çıkmadan Osmanlı Devleti'nde köklü bir yapısal değişikliğe gerek olduğu inancına vardı. I. Abdülhamit 7 Nisan 1789 yılında ölünce, III. Selim Avrupa'yı temelinden sarsacak olan Fransız Devriminineşiğinde tahta çıktı.
III. Selim tahta çıktığında Osmanlı Devleti hem Avusturya hem de Rusya'yla savaş halindeydi. Başarısızlıkla sonuçlanan bu savaşlar 1792 yılında Avusturya'yla yapılan Ziştovi Antlaşması ve 1792 yılında Rusya'yla yapılan Yaş Antlaşmasıyla son buldu. Böylece III. Selim Osmanlı ordusunda çoktandır yapmak istediği yenilikleri yapma fırsatı buldu. 1793 yılında Nizam-ı Cedid ordusunu kurdu. Bu sırada Napolyon Bonapart'ın komutası altındaki Fransız orduları bütün Avrupa'ya üstünlüğünü kabul ettirmiş, Osmanlı Devleti'ne ait olan Mısır'a saldırmıştı (1798). Osmanlı ordusuMısır'ı başarıyla savundu. 1801 yılında yapılan El-Ariş Antlaşmasıyla Fransa Mısır'daki emellerinden vazgeçti.
1807 yılında Nizam-ı Cedid ordusunun kaldırılmasını isteyen yeniçeriler Kabakçı Mustafa'nın önderliği altında ayaklandılar. III. Selim Nizam-ı Cedid ordusunu dağıtmak ve 29 Mayıs 1807 tarihinde de tahttan çekilmek zorunda kaldı. III. Selim'in yerine geçen amca oğlu IV. Mustafa III. Selim'i tekrar kafese geri gönderdi. 28 Temmuz 1808tarihinde III. Selim'i tekrar tahta çıkarmak amacıyla Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa saraya yaklaşırken III. Selim padişah IV. Mustafa'nın emriyle boğduruldu. III. Selim'le onu idam etmeye gelen yeniçeriler arasında büyük bir boğuşma geçtiği bilinmektedir. III. Selim'in cenazesi Laleli Camii'nin avlusunda babası III.Mustafa Türbesine defnedildi.
Konu başlıkları[gizle] |
III. Selim döneminde Avrupa ülkeleriyle ilişkiler [değiştir]
Osmanlı-Rusya ilişkileri [değiştir]
- Ana madde: 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı
III. Selim'in saltanatı Osmanlı-Rus Savaşları (1787-1792 Savaşları) devam ederken başladı. Osmanlı Devleti'nin Fransa'ya karşı Rusya'yla ittifak yapmasıyla devam etti. Ancak daha sonra bu ittifak bozuldu ve III. Selim'in saltanatının sonunda Osmanlı Devleti tekrar Rusya'yla savaş halindeydi.
1774 yılında Çariçe II. Katerina'yla imzalanan Küçük Kaynarca Antlaşması'yla Osmanlı Devleti Kırım'ı Rusya'ya vermek zorunda kalmıştı. III. Selim tahta çıktığında Osmanlı Devleti başında hala II. Katerina'nın bulunduğu Rusya'dan Kırım gibi önemli toprakları geri almak amacıyla 1787-1792 Osmanlı-Rus Savaşı'nı savaşmaktaydı. İngiliz ve Fransızlar da savaşa katılmamakla birlikte bu savaşta Osmanlı Devletini destekliyorlardı. Ancak Osmanlı Devleti hesaplamadığı bir şekilde kendisini Avusturya'nın da karşısında buldu. Osmanlı ordusu disiplinden uzaktı ve Rusya ile yaptığı Fokşan (1 Ağustos 1789) ve Boze (22 Eylül 1789) Savaşlarında büyük kayıplara uğradı. Akkerman kalesi Rusların eline geçti ve Besarabya Rusyatarafından işgal edildi. Osmanlı Devleti kendine müttefik bulmak amacıyla 11 Temmuz 1789 tarihinde İsveç ve 31 Ocak 1790tarihinde de Prusya'yla barış antlaşmaları imzaladı. Ancak bu iki devletten de elle dokunulur bir yardım alamadı. SonundaOsmanlı Devletine karşı Rusya kadar başarılı olamayan Avusturya Osmanlı Devleti'yle barış antlaşması imzaladı (Ziştovi Antlaşması 4 Ağustos 1791) Avusturya'nın savaştan çekilmesinden birkaç ay sonra Rusya da barış antlaşması yapmaya razı oldu (Yaş Antlaşması 9 Ocak 1792). Osmanlı Devleti bu antlaşmayla Kırım'ın Rusya'nın egemenliği altına geçtiğini tekrar kabul etmek zorunda kaldı. Dinyester nehri Rusya ile Osmanlı Devleti arasında sınır olarak kabul edildi.
1792 yılından 1805 yılına kadar Osmanlı Devleti ve Rusya barış içinde yaşadılar. Hatta Osmanlı Devleti Mısır'ı işgal edenFransa'ya karşı İngiltere ve Rusya'yla işbirliği bile yaptı. 24 Eylül 1805 tarihinde Osmanlılar Ruslarla yeni bir dostluk antlaşması imzaladılar. Ancak bu antlaşmanın imzasından kısa bir süre sonra tekrar Osmanlı Devleti ve Rusya arasında anlaşmazlık çıktı. Rusya, Osmanlıların Rus yanlısı Eflak ve Boğdan beylerini görevden almasından hoşnut kalmadı. 40.000 civarında Rus askeri Eflak ve Boğdan'a girdi. III. Selim 22 Aralık 1805 tarihinde boğazları kapattı ve Rusya'ya savaş ilan etti.Rus donanması Osmanlı donanmasını 11 Mayıs 1807 tarihinde Çanakkale boğazı civarında 19-29 Haziran 1807 tarihleri arasında da Limni adası yakınında civarında yendi. III. Selim tahttan indirildiğinde 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı halen devam etmekteydi.
Osmanlı-Avusturya İlişkileri [değiştir]
- Ana madde: Ziştovi Antlaşması
Osmanlılar 1529 yılında Kanuni Sultan Süleyman'ın Viyana'yı kuşatmasından beri defalarca Avusturya ile savaşa girmişlerdi. III. Selim tahta geçtiğinde de AvusturyaRusya'yla birlikte Osmanlı Devleti'yle tekrar savaş halindeydi. Osmanlılar Avusturya'ya karşı İsmail zaferini kazandılar. Ancak Avusturyalılar Sebeş, Muhadiye, Lazarethane ve Pançova'yı işgal etmeyi başardılar. Belgrad'ı 8 Ekim 1789 tarihinde ve Semendire'yi daha sonra ele geçirdiler. Ancak Avusturya gene de Osmanlılara karşı kesin bir üstünlük sağlayamadı. Hem savaş yorgunluğu hem de içişlerindeki sorunlardan dolayı Avusturya Osmanlı Devleti'yle antlaşma istedi. 4 Ağustos1791'da imzalanan Ziştovi Antlaşmasıyla Avusturya ele geçirdiği toprakları Osmanlılara geri verdi. Ayrıca Rusya'ya yardımda bulunmayacağına söz verdi. Bu savaş Osmanlıların Avusturyalılarla yaptığı son savaş oldu. Bu tarihten sonra Rusya Osmanlıların en önemli düşmanı ve rakibi oldu.
Osmanlı-Fransa İlişkileri [değiştir]
Daha çok bilgi için: Napolyon Bonapart
Daha çok bilgi için: Fransa'nın Mısır Seferi
Osmanlıların Fransızlarla Kanuni Sultan Süleyman zamanına kadar uzanan bir dostluk ilişkileri vardı. Fransızlar ilk defa kendilerine tanınan kapitülasyonlardan büyük yarar görmüşler, ilişkiler kesintisiz olarak bir dostluk temelinde süregelmişti. III. Selim daha tahta geçmeden Fransa kralı XVI. Louis'yle mektuplaşmaktaydı ve Ruslarla yapılmakta olan savaştaFransızlar Osmanlı Devletinin tarafını tutuyorlardı. Ancak Fransa hükümetinin Büyük Britanya'nın Mısır ve Uzakdoğu ticaret yolları üzerindeki etkisini kırma amacını gütmesi nedeniyle bu ilişkilerde ilk olarak bir kırışma meydana geldi. Dışişleri Bakanı Charles-Maurice de Talleyrand-Périgord ve General Napolyon Bonapart, Osmanlıların elinde olan Mısır'ı ele geçirip Fransa lehine Büyük Britanya karşısında önemli bir avantaj sağlamak istiyordu. 2 Temmuz 1798 tarihinde Napolyonİskenderiye'yi işgal etti. Mısır her ne kadar Osmanlı Devleti'nin bir parçası olsa da iç işlerinde oldukça bağımsız olarak yönetilmekteydi.
O yüzden Napolyon Osmanlıların Mısır'ı ele geçirmesine karşı çıkmayacaklarını düşünmüştü. Kahire'nin de 22 Temmuz 1798 tarihinde Napolyon Bonapart'ın eline geçmesi üzerine Osmanlı'lar bu durumu kabul edemeyerek Mısır'ı savunmaya karar verdiler. 2 Eylül 1798 tarihinde Osmanlı Devleti Fransa'ya savaş ilan etti. Osmanlı veMısır orduları Fransa karşısında önce bazı yenilgiler aldılar ama Cezzar Ahmed Paşakomutasındaki ordu 18 Mart 1799 tarihinde Akka önlerinde karşılaştığı Fransızordusunu başarıyla geriye püskürttü. Bonapart komutasındaki Fransız ordusu 1 Ağustos 1799'da Osmanlı kuvvetleri karşısında bir muharebe kazandı, ancak Fransa ordusunun yetersiz olduğu ortaya çıkmaktaydı. Bu durumu göz önünde bulunduran ve Fransa'daki siyasi bunalıma müdahale etmek isteyen Napolyon BonapartFransa'ya geri döndü (22 Ağustos 1799). Mısır'da gücünü pekiştiremeyen Fransasonunda 27 Haziran 1801 tarihinde imzalanan sözleşmenin hükümleri uyarıncaMısır'dan geri çekildi. 9 Ekim 1801'de imzalanan Paris Antlaşması (1801) Fransa'nın Mısır seferini sona erdirdi; bu şekilde Mısır yeniden Osmanlı yönetimine geçti.
Mısır konusundaki anlaşmazlık olumlu bir sonuca bağlandıktan sonra Fransa'yla olan ilişkiler kısa zamanda düzeldi. 25 Haziran 1802'de Paris'te imzalanan bir diğer barış antlaşması da Fransa ve Osmanlı Devleti arasındaki dostluğu pekiştirdi. Napolyon Bonapart 1804 yılında kendini "I. Napolyon" adıyla imparator ilan ettikten sonra İstanbul'a bir elçi gönderdi. Horace Sébastiani adındaki bu elçi III. Selim'in çok yakın güvenini kazandı. Sébastiani III. Selim'i Rusya ve İngiltere'ye karşı savaş açmaya ikna etmeye çalışıyordu. Ruslar da tam tersine Osmanlıların Fransa'ya savaş ilan etmesini istiyorlardı. Ancak Rusya'nın Osmanlı Devleti'nden kendisiniBalkanlardaki Hıristiyanların koruyucusu olarak kabul etmesini istemesi ve Sırp isyanlarını desteklemesi Rusya'yla olan ilişkileri gerginleştirdi. Sonunda Rusya'nın Eflak ve Boğdan'a girmesiyle Osmanlılar Rusya'ya savaş açtılar. Birleşik KrallıkOsmanlı Devletinden Sébastiani'yi sınır dışı etmesi, Fransa'ya savaş açması, Eflak ve Boğdan'ın Rusya'ya verilmesi gibi kabul edilemeyecek taleplerde bulundu. Bu talepler kabul edilmeyince de Admiral Sir John Thomas Duckworth (1748-1817)komutasındaki Birleşik Krallık donanması 19 Şubat 1807'de Çanakkale Boğazından Marmara Denizi'ne girerek Osmanlıdonanmasını yok etti. Donanmasını İstanbul limanında demirleyen Duckworth Osmanlı Devletiyle anlaşmaya çalıştı. Bir anlaşmaya varılamadı ama geçen süre boyunca Sébastiani'nin de yardımıyla İstanbul'un savunması güçlendirildi. Siperler kazıldı ve şehri savunmak için toplar yerleştirildi. O günlerde III. Selim'in şehri korumak için Sébastiani'yle birlikte bizzat siper kazdığı söylenir. Şehrin savunmasını kıramayacağını anlayan Duckworth donanması geri çekerek İstanbul limanından ayrılmak zorunda kaldı. Böylece İstanbul önemli bir bombardıman tehlikesini atlatmış oldu.
Nizam-ı Cedit ve Kabakçı Mustafa isyanı [değiştir]
- Ana madde: Nizam-ı Cedit
- Ana madde: Kabakçı Mustafa isyanı
III. Selim Avusturya ve Rusya'yla Ziştovi ve Yaş Antlaşmalarıyla barışı sağladıktan sonra çok uzun zamandır planladığı yenilik hareketlerini 1793 yılında Nizam-ı Cedit ordusunu kurarak başlattı. Yeni ordu Levent çiftliğinde talimlere başladı. Fransa ve Prusya'dan getirilen uzman ve danışmanlar bu yeni ordunun kurulmasında yardımcı oldular. Nizam-ı Cedit ordusu Mısır'ın savunmasında başarılı oldu. Ancak 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Ruslara karşı fazla bir başarı gösteremedi.
Bu arada yeniçeriler arasında Nizam-ı Cedit'e karşı olan rahatsızlık git gide büyümekteydi. 1807 yılında yeniçerilerNizam-ı Cedit ordusunun kaldırılması talebiyle Kabakçı Mustafa'nın liderliği altında ayaklandılar. III. Selim Nizam-ı Cedit ordusunu dağıtmak ve 29 Mayıs 1807 tarihinde de kendisi tahttan çekilmek zorunda kaldı. III. Selim'in yerine tahta geçen IV. Mustafa'nın döneminde Osmanlı başkentinde büyük bir kargaşa yaşandı. Yeniçeriler şehirde bir terör ortamı yarattılar. EskiNizam-ı Cedid askerlerini kapı kapı dolaşarak bulup öldürdüler. Padişahın hiçbir otoritesi kalmadı. Eski Nizam-ı Cedidtaraftarlarından Rusçuk ayanı Alemdar Mustafa Paşa bu kargaşaya son vermek ve III. Selim'i tekrar tahta geçirmek amacıyla bir ordu oluşturarak İstanbul'a yürüdü. Alemdar Mustafa Paşa saray kapısında ordularıyla bekleyerek IV. Mustafa'yı tahttan inmeye zorlamaktayken IV. Mustafa kendisi yerine tahta çıkarılabilecek iki Osmanlı hanedanı üyesini boğdurtmaya karar verdi. Böylece hanedanın tek üyesi olarak kaldığı için kendisinin tahtta bırakılacağını hesaplamıştı. III. Selim kendisini boğmak için saraydaki odasına gelen cellatlarla büyük bir mücadele verdi. Ama sonunda can verdi. IV. Mustafa'nın adamları padişahın kardeşi şehzade Mahmut'u da öldürmek istediler ancak Mahmut saklanarak ölümden kurtuldu. Bu sırada sabrı taşan Alemdar Mustafa Paşa askerleriyle saraya girdiğinde III. Selim'in naaşıyla karşılaştı. Bu esnada şehzade Mahmut can güvenliğinin sağlandığını görünce ortaya çıktı ve IV. Mustafa'nın yerine tahta çıkarıldı. Böylece III. Selim yapmak istediği yeniliklerin uğruna yaşamını kaybetmiş oldu. Ancak yerine geçen II. Mahmut III. Selim kadar yenilik yanlısı olmakla beraber siyasi bakımdan çok daha kurnaz davrandı. III. Selim'in yapmak istediği yenilikleri yapmakla kalmadı, III. Selim'in canına mal olan yeniçerileri de ortadan kaldırmayı başardı (bakınız: Vaka-i Hayriye).
III. Selim'in Özel Yaşamı [değiştir]
III. Selim babası ve amcasının eğitimine verdiği önemden dolayı bilgili ve kültürlü bir şehzade olarak yetişti. Bir yandan doğu kültürüne ilgisini devam ettirirken batı kültürüne de ilgi duyuyordu. İlk defa 1797 yılında III. Selim zamanında İstanbul'a Avrupa'dan gelen bir grup opera gösterisi sergiledi. Fransız mimar ve ressamAntoine Ignace Melling İstanbul'da birçok yapılar inşa etti.
İstanbul'un çeşitli manzaralarını gösteren gravürler çizdi. III. Selim'in kızkardeşi Hatice Sultan'ın Melling tarafından Ortaköysemtinde inşa edilen sarayı İstanbul halkı ve Avrupalılar arasında çok ün kazandı. Bir yandan da eleştirilere neden oldu. III. Selim sık sık kızkardeşinin sarayına uğramaktan büyük zevk alırdı.
III. Selim şiir ve müziğe çok meraklıydı. İlhami mahlasıyla birçok şiirler yazdı ve çok sayıda şarkı besteledi. Klasik Türk Müziğindeki suzidilara, şevkefza, şevk-u tarab, Arazbarbûselik ve nevakürdi makamları III. Selim'in buluşlarıdır. Dini müzik olarak ayin, durak, nat, ilahi formunda, din dışı müzik olarak Kâr, beste, semai, şarkı, köçekçe, peşrev, saz semaisiformunda 64 civarında eser bestelemiştir [1]. III. Selim'in yazdığı saltanatın gelip geçici olduğunu anlatan bir manzume şöyledir:
Bağ-ı âlem ıcre zâhirde safâdır saltanat
Dikkat etsen mânevi kavgaya cardır saltanat
Bu zamanın devletiyle kimse mağrur olmasın
Kâm alırsa adl ile ol dem becâdır saltanat
Kesbeder mi vuslatın bin yılda bir âşık ânın
Meyleder kim görse ammâ bîvefadır saltanat
Kıl tefekkür ey gönül çarhın hele devranını
Ki safâ ise velev ekser cefâdır saltanat
Bu Cihan'ın devletine eyleme hırs-ü tamâ
Pek sakın İlhamî zira bîbekadır saltanat
Dikkat etsen mânevi kavgaya cardır saltanat
Bu zamanın devletiyle kimse mağrur olmasın
Kâm alırsa adl ile ol dem becâdır saltanat
Kesbeder mi vuslatın bin yılda bir âşık ânın
Meyleder kim görse ammâ bîvefadır saltanat
Kıl tefekkür ey gönül çarhın hele devranını
Ki safâ ise velev ekser cefâdır saltanat
Bu Cihan'ın devletine eyleme hırs-ü tamâ
Pek sakın İlhamî zira bîbekadır saltanat
Ailesi [değiştir]
Nef-i Zar SultanEşleri [değiştir]
- Husn-i Mah Sultan
- Zib-i Fer Sultan
- Afitab Sultan
- Re'fet Sultan
- Nur-i Şems Sultan
- Gonca-nigar Sultan
- Dem-hoş Sultan
- Tab-i Safa Sultan
- Ayn-i Safa Sultan
- Mahbube Sultan
Comments
Post a Comment