Durumun kötüye gittiğini anlayan Sultan III. Mehmed'in, devlet büyüklerini toplayıp "Ceddimiz, devletimizin kurucusu Osman Gazi Hazretlerinden, büyük dedemiz Kanuni Sultan Süleyman'a kadar bütün padişahlar askerin önünde sefere çıkmışlardır. Dedemiz Sultan İkinci Selim'le (II. Selim) cennetmekan pederimiz Sultan Murad (III. Murat) bu usulü bozdular. Biz dahi, başlangıçta seferi paşalarımıza ısmarlamakla hataya düştük. Asker evlatlarımız bizi başlarında görmek isterler. Kararımız odur ki yakında sefere çıkacağız. Hazırlıklar tamamlansın. Küffara haddini bildirmeye gitmek gerekir." dediği; kendisine karşı çıkan annesi Safiye Sultan'ı da "Valide, biz Sultan oğlu sultanız, kullanmayacaksak Eyüp Sultan Camiinde bu kılıcı niçin kuşandık? Kararımız karardır, sefere çıkacağız. Taht uğruna devleti feda etmeyiz" şeklinde cevapladığı ve bunun üzerine 20 Haziran'da ordunun hareket ederek, kuşatılan Eğri Kalesi'nin (Almanca Eger Kalesi) 12 Ekim 1596'da padişaha teslim edildiği anlatılıyor.
Eğri Kalesi (Macarca: Egri vár), bugünkü Macaristan'ın kuzeyinde yer alan Eger kentinde (Almanca:Erlau, Latince:Agria) bulunan bir Osmanlı kalesidir. Kale, 1552 yılında kaleyi kuşatan Osmanlı ordusuna karşı gösterdiği savunma ile tarihi önem taşımaktadır.
Eğri kalesi ilk olarak 1552 yılında Osmanlı ordusunca kuşatılmış verilen ağır kayıpların sonrasında kuşatma düşmüştür. Kale daha sonra 1596 yılında tekrar kuşatılmış bu sefer kısa bir kuşatma sonucu 12 Ekim 1596'da Osmanlıların eline geçmiştir. 90 yıl boyunca vilayet merkezi olarak görev yapan kale II. Viyana Kuşatmasının başarısızlığa uğraması ve Lorraine Dükü V. Charles'ın 1686 yılında Budin'i işgal etmesinin ardından 1687 yılında Habsburg ordusuna teslim olmak zorunda kalmıştır.
Comments
Post a Comment