Kırklareli Vize ilçesi Kıyıköy, Pabuçderesi Vadisinde bir su kaynağının çevresinde yapı kalıntılarının bir manastıra ait olduğu anlaşılmıştır. Kıyıköy’e 700 m. uzaklıktaki bu kalıntıların mimari şekilleri ve içerisindeki bezemeleri dikkate alındığında manastırın İmparator Iustinianus döneminde (527-565), VI.yüzyılda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Günümüze gelebilen kaya manastırlarının en iyi korunmuş örneklerinden olan bu manastır, kayalara oyularak meydana getirilmiştir. Manastır kayalara oyularak meydana getirilerek kademe halinde hücreler olup, kuzeyindeki merdivenlerle altındaki ayazmaya inilmektedir.
Manastır üç bölümden meydana gelmiştir. Bunlardan birinci bölüm büyük bir kilise, ikinci bölüm kilise arkasındaki ayazma, üçüncü bölüm ise nartekse bitişik olan iki ayrı mekandır. Kayalar içerisine oyularak yapılan manastıra tuğla ve taştan yeni mekanlar eklenmiştir.
Manastırın kilisesi, nartek, naos ve apisiten oluşan düzgün bir plan göstermektedir. Uradaki üç bölümlü narteks uzun bir dehlizle yanındaki ayazmaya kadar uzanmaktadır. Narteksin iki uzun duvarı kemerler ve payelerle bezenmiş, payeler arasına korkuluk levhalarına benzer kabartmalar eklenmiştir. Aynı şekilde naosa bitişik duvarlarda da kemerlere ve korkuluk levhalarına yer verilmiştir. Narteksin sağ tarafında küçük bir pencere ile ayazmaya inen merdivenin başlangıcı bulunmaktadır. Narteksten bir kapı ile girilen naos bazilika planlı olup, üç neflidir. Üzeri de beşik tonozla örtülmüştür. Buradaki beşik tonozları taşıyan konsollardan biri kartal, diğeri de aslan başı şeklindedir. Kilisenin bema kısmı oldukça geniş olmasına rağmen naostan ayrılan İkonostais bölümü yıkılmıştır. Günümüze gelebilen izlerden apsis yarım kubbesinin fresklerle süslü olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca yarım kubbenin ortasına oval bir çerçeve içerisine alınmış, değerli taşlarla süslü bir haç motifi bulunmaktadır. Büyük olasılıkla bu haç, İkonostasis döneminde yapılmıştır.
Manastırın ayazması, yonca planlı olup, kare bir mekan içerisinde yer almıştır. Son derece güzel işlenmiş basamaklarla yazama içerisine inilmektedir. Bu basamakların çevresinde naosun kemerleri görülmektedir. Buradaki konsollar bitkisel motiflerle, hayvansal figürlerle bezenmiştir. Ayazma kubbesinde ise günümüze çok silik olarak gelebilmiş bir melek figürü görülmektedir.
Midye Ayazma Manastırının benzerleri Anadolu’nun bir çok yerlerinde kayalara oyulmuş olarak görülmektedir. Ancak bu yapının diğerlerinden ayrılan en büyük farkı, zengin plan düzeni, kaya yüzeylerinin bütünüyle işlenmiş oluşudur.
Comments
Post a Comment