Skip to main content

ÖTÜKEN


Ötüken kenti, Türk tarihinde çok önemli yeri olan bir kenttir. İlk Türk devletlerine başkentlik yapması bu kentin en önemli özelliğidir. Geleneksel Türk inanışlarında da bu kentin önemli bir yeri vardır. Geleneksel Türk inanışında Ötüken, dünyanın merkezi olarak kabul ediliyordu. Bütün diğer anlayışlar Ötüken’in Dünyanın merkezi olma anlayışına dayandırılıyordu. Türkler bu kente verdikleri önemden dolayı bu kentin başkaları tarafından ele geçirilmesini uğursuzluk olarak kabul etmişlerdir.
Elimizdeki bilgi ve belgelerin taranmasıyla görülmektedir ki, Türk Tarihi, Asya Hunları yani Büyük Hun İmparatorluğu ile başlamaktadır. Hakkında sağlıklı bilgilere sahip olunan ilk Türk devleti Büyük Hun İmparatorluğudur. Çinlilerin “Hiung-Nu” dedikleri Hunlar, Orhun-Selenga ırmakları ile Türklerin kutlu ülke saydıkları Ötüken civarı merkez olmak üzere devletlerini kurmuşlardı. Hun sözü Türkçede insan, halk anlamına gelmektedir. Hunlarla ilgili ilk bilgiler MÖ IV. Yüzyıla kadar ulaşmaktadır. Bu konuda bulunabilen ilk resmi belge Çin’deki Çu (Chou) hanedanı ile milattan önce 318’de yapılan siyasi anlaşmadır. Bu anlaşmayla birlikte Çinliler üzerindeki Hun baskısı artmış ve Çinliler Kuzeyden gelen Hun baskısını durdurmak amacıyla MÖ 214 yılında ünlü Çin Seddi’ni yapmışlardır.

Hunlara başkentlik yapan ve Türklerce kutsal sayılan Ötüken’in, Oğuz Destanında, Tiyanşan dağları ile Orhun havzası arasında bulunan bölgeye ad olduğu bilinmektedir. Oğuzların egemenliğinde iken Ötüken kenti, önemli kararların alındığı bir merkez idi. Gök Tanrı’ya ve Yer-Sublara kurbanlar burada sunulurdu. Geniş ve gür ağaçların olduğu Ötüken ormanı diğer adıyla Ötüken Yış Göktürkler ve Uygurlarca da kutsal kabul edilmişti. Geleneksel Türk dini içerisinde doğa güçlerine inanma çerçevesinde dağ kültünün yanı sıra orman ve ağaç kültü de önemli bir yer tutmaktadır. Hunlardan sonra Göktürkler ve daha sonra Uygurlarda da Ötüken kutsal bilinmiştir. Etnografik araştırmalar günümüzde Altay kavimlerinde de mukaddes dağ inancının devam ettiğini ve böylece her bir boy ve oymağın kutsal dağının bulunduğunu göstermektedir. Türkler kutsal dağ inanışını göç ettikleri diğer ülkelere ve bu arada Anadolu’ya da taşımışlardır. Anadolu’da bazı dağlar kutsal bilinmektedir. Örneğin Kaz Dağı bunlardan biridir.
Bu anlayış çerçevesinde Ötüken ormanına yabancıların girmesiyle Türk devletinin sona ereceğine inanılırdı. Ötüken, bozkır orduları için bir merkezi üs idi. Burası ayrıca ordular için gereksinimlerinin karşılandığı bir mühimmat odağıydı.
Büyük Hun İmparatorluğundan sonra, Türklerin ikinci büyük imparatorluğu olan Göktürk Devletine de Ötüken başkentlik yapmıştır. Çin kaynaklarına göre Göktürkler göçebe hayatı yaşamakla birlikte bir çoğunun topraklarının da olduğu bilinmektedir. Bu topraklar tarla olarak kullanılmakta idi. Örneğin kaynaklar; Kapkan kağanın Çin’den üç yüz bin kile tohumluk darı ve üç bin adet de ziraat aleti istediğinden bahsetmektedir. Ticarete de önem verilmekte idi. Bilge Kağan, Ötüken’de oturup ticaret yapmak suretiyle budunun mutlu olacağına inanıyor ve kendi budununun da böyle yapmasını istiyordu.
Ötüken’in başkentlik ettiği Türk devletlerinden birisi olan Göktürkler, tarih sahnesine Altay dağlarının doğu eteklerinde çıkmıştır. Göktürkler, demircilikle uğraşıyor ve başka halkalara da silah satıyorlardı. Göktürk devletinin kurucusu olan Bumin, Juan-Juan’lara karşı ayaklanan Töleslerin isyanını bastırmada büyük yararlılıklar göstermiş ve kendisini Juan-Juan hükümdarı ile eşit bir seviyede görmüştür. Bu yüzden de hükümdarın kızıyla evlenmek istemiş, bu isteği reddedilince Batı Tabgaç devletinden bir prenses ile evlenmiş ve Tabgaçların desteğini alarak Juan-Juan’lara saldırarak ağır bir yenilgiye uğratmıştır. Bu büyük başarının ardından Bumin, İl-Kağan unvanını alarak Birinci Göktürk devletini 552 yılında kurmuş ve Büyük Hun İmparatorluğunun da başkenti olan Ötüken kentini başkent yapmıştır. Bumin’in o yıl ölmesiyle devletin kuruluşunda onunla birlikte önemli görevler üstlenen İstemi Yabgu, Batı’da başka topraklar ele geçirmeye devam etmiş ve Ötüken’de tahta çıkan Bumin’in oğlu Kolo ve onun da erken ölümü üzerine diğer oğlu Mukan zamanında yani 553 ile 572 tarihleri arasında devlet en kudretli konumuna ulaşmıştır.
Göktürk Devletinin ihtişamlı günleri, Tapo Kağan’ın iç ve dış siyasette yaptığı çeşitli yanlışlıklarla sona ermeye başlamıştır. Devletin batısını idare eden güçlü Türk kağanı İstemi’nin 576 yılında ölmesi ile Göktürkler iyice sarsılmıştır. 581 yılında da Işbara’nın Çin üzerine asker göndermesiyle devlet ikiye bölünmüştür. Doğu ve Batı Göktürk devletleri ikiye ayrılmalarının ardından, 630yılında Doğu Göktürk Devleti, 680 yılında da Batı Göktürk Devleti tarih sahnesinden silinmiştir. Göktürklerin 50 yıllık esaret döneminden sonra Aşina ailesinden gelen Kutlug, beş bin silahlı adam toplamış ve Göktürk veziri Tonyukuk ile beraber Kuzey Çin’e 681 yılında baskın yapmışlardır. Böylece, Gobi çölü ile Orhun ırmağı arasına yerleşmişlerdir. Kendilerine de hedef olarak Türkler için kutsal bölge olan Ötüken’i seçmişlerdir. Baykal gölünün güney-batısında yer alan Ötüken, bu dönemde de çok önemli bir konumda olmuştur. İnekler gölü kıyısında yapılan savaş ile Kutlug komutasındaki Göktürkler 682 yılında Ötüken’e hakim olmuşlardır. Devleti derleyip toplayan anlamına gelen İlteriş unvanını alan Kutlug Kağan, Kuzey’de Köğmen dağlarına, Doğu’da Kerülen ve Onan nehirlerinin yüksek vadilerine, Batı’da Altaylara kadar uzanan alandaki Türk ve diğer boyları hakimiyeti altına almıştır. Böylece İkinci Göktürk Devletini kurmuş ve başkent Ötüken’de yeniden Göktürk bayrağını dalgalandırmıştır. Göktürk Devletinin yıkılışından sonra 745 yılında Ötüken,Uygurların hakimiyetine geçmiştir.
Görüldüğü gibi Ötüken, Türklere sadece stratejik açıdan başkentlik yapmamış, onlara manevi açıdan da güç katan bir konumda olmuştur. Türklerin buraya olan bağlılıkları, onlara en zayıf durumlarında bile yeniden toparlanarak devlet kurma imkanı hazırlamıştır.

Comments

Popular posts from this blog

HackME v8 Free Dowland

 

İnternet sitemizi blogumuzu arama motorlarına nasıl ekleyebiliriz?

Bu makalede arama motorlarında işletmenizi görünür yapmanın yolları ve sitenizi arama motorlarına kaydetme konusuna değineceğiz. Şimdi  Google ,  Bing ,  Yahoo ,  Yandex  gibi arama motorlarına sitenizi nasıl ekleyebileceğinize değineceğim. Sitenizi Arama Motorlarına Ekleyin Arama motoru , üzerinde yapılan aramalarda sitenizde yer alan içeriklerin taranarak gösterebilmesi için arama motorunun öncelikle sitenizin varlığından haberdar olması gerekir. Buna yardımcı olacak en sağlam yollarından biri sitenizi arama motorlarına manuel eklemektir. Bu işlem zorunlu olmamakla birlikte arama motorlarının sitenizi tanımasını ve dizinlere eklemesini hızlandırıcı, emin bir yoldur. Sitenizi Google Arama Motoruna Ekleyin Google  arama motoruna site eklemek çok basit. Yapmanız gereken sadece aşağıdaki adrese girirek  “url ve yorumlar”  alanlarını doldurarak kaydet butonuna basmak. Burada dikkat etmeniz gereken husus siteniz  http ,  https ,  w...

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği

Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği , ( Rusça :    Союз Советских Социалистических Республик   ( yardım · bilgi ) , Soyuz Sovetskikh Sotsialisticheskikh Respublik ,  /sɐˈjʊs sɐˈvʲeʦkʲɪx səʦɪəlʲɪˈstʲiʨɪskʲɪx rʲɪsˈpʊblʲɪk/ ; kısaca СССР, SSSR )  Sovyetler Birliği  ya da  SSCB  olarak da bilinir,  Rusya İmparatorluğu 'nın  1917 'deki Büyük  Ekim Devrimi 'yle yıkılmasından sonra aynı topraklar üzerinde kurulan ve  1991 'e değin varlığını koruyan devlet.  Avrupa 'nın doğu kesimiyle,  Asya 'nın kuzey kesimi boyunca yayılan SSCB, son yıllarında 22.403.000 km²'lik  yüzölçümüyle  dünyanın en büyük ülkesiydi.  Nüfus  bakımından da 293.047.571 ( Haziran   1991 ) kişiyle 3. sırada yer alıyordu. Aynı zamanda dünyanın başlıca siyasî ve askerî güçlerinden biri olan Sovyetler Birliği, batısında  Norveç ,  Finlandiya ,  Baltık Denizi , Polonya ,  Çekoslovakya ,  Macaristan ...